P4C Nedir?
P4C, Amerikalı felsefe profesörü Matthew Lipman'ın, ezberci eğitim sisteminin çocuklardaki düşünme becerilerini geliştirmediğine kani olması üzerine, '60'lı yıllarda geliştirdiği, bugün 60 ülkede, İngiltere'de ise yaklaşık 3000 okulda uygulanan, UNESCO tarafından birçok önemli kazanımı sayesinde eğitimi ileriye götürdüğü kabul edilen bir pedagojidir.
P4C'nin "4 C"si bir yandan, critical (eleştirel), creative (yaratıcı), caring (özenli) ve collaborative (işbirliğine dayalı) düşünmeyi ifade ederken, aynı zamanda, hem çocuklara (children), hem de topluluklara (communities) yönelik bir çerçeveyi işaret eder. Dolayısıyla, P4C atölyeleri hem çocuklara, hem de yetişkinlere ve kurumsal topluluklara yönelik olarak yapılmaktadır.
P4C Kazanımları Nelerdir?
Çocuklar, eleştirel, yaratıcı, özenli ve işbirliğine dayalı düşünme, neden sonuç ilişkisi oluşturma, başkalarının fikirlerini özenli ve etkin şekilde dinleme, onlara tarafsız şekilde ve saygıyla yaklaşma, kendi fikirlerini özgürce ifade etme, problem çözme, mantıksal akıl yürütme, çok yönlü ve esnek düşünme, örnek türetme, varsayımları tespit edebilme, kavramları tanıma, soru sorma ve argüman oluşturma, argümanları gerekçelendirme ve iletişim becerilerini geliştirirler. Çocukların farkındalıkları, özsaygı ve özgüvenleri artar. Dil becerileri gelişir, kavram bilgileri zenginleşir. Psikolojik ve sosyolojik anlamda olumlu kazanımlar elde ederler. Konsantrasyon düzeyinin artmasına, dürtüsel davranışların kontrolüne ve ders başarısına pozitif etkileri olduğu görülmüştür. P4C uygulanan okullarda zorbalığın azaldığı, öğrencilerin bilişsel puanlarında artış olduğu gözlenmiştir.
Yetişkinler de bu kazanımlardan azade değiller elbette. Hatta kişisel tecrübemden yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki, P4C kazanımlarının gerçekleşmesi biz yetişkinler için zaman zaman çok daha elzem olabiliyor. Büyümek dediğimiz süreçte hepimiz birçok farklı etmenin bir araya gelmesiyle düşünsel esnekliğimizi, doğal merakımızı, soru sorma, sorgulama alışkanlığımızı büyük ölçüde yitiriyoruz. Bu kayıp bize, hayata karşı genel bir isteksizlik, sabit fikirlilik, tahammülsüzlük, sosyal ve ikili ilişkilerimizde, çocuklarımızla yaşadığımız çeşitli zorluklar olarak geri dönüyor. Zihnimizde uzun zaman önce üzerinde düşünmeyi bıraktığımız ve kendi güvenli alanımız olarak konumlandırdığımız, sayısız kalıp yargı ve ön yargı var. Bu kalıp yargı ve ön yargı kutucuklarına yerleştirdiğimiz düşüncelerle dolu olarak yaşamlarımızı sürdürüyoruz. O düşünceleri sarsmak, gerçekten bizim için de sarsıcı olabiliyor bazen, ama emin olun ki, çok derin bir nefes doluyor göğse:)
Peki P4C Nasıl Çalışır? Felsefe Atölyelerinde
Ne Yaparız, Ne Yapmayız?
Gerek çocuklarla, gerekse yetişkinlerle yaptığım atölye çalışmalarında, grubun yaş özelliklerine uygun, "uyaran" adını verdiğimiz ve içeriğinde felsefi bir çatışma barındırdığı için soruşturmayı başlatmaya elverişli bir hikaye, masal, şiir, fıkra, şarkı, resim, karikatür, illüstrasyon, animasyon, bazen bir filmden kesit ya da bir fotoğraf, bazen tek bir cümle paylaşıyorum. Mitolojik hikayeleri, sinemayı, edebiyat ve müziği uyaran seçiminde kullanmayı da çok seviyorum.
Çünkü felsefe her yerde, her şeyde!
Soruşturmayı, topluluğa yönelttiğim bir başlangıç sorusu ile başlatıyorum. Başlangıç sorusu, her zaman uyarana ilişkin bir sorudur. Bu soru üzerine topluluktan gelen yanıtlar ve kavramlardan yola çıkarak, soruşturma akışını yeni sorular ile yönetiyorum. Bu yeni sorular ise, artık felsefi sorulardır. Her soruşturmanın kendi dinamiği vardır. Aynı uyaran ile, fakat farklı topluluklarla yaptığım soruşturmalarda bambaşka katmanlarda ilerlemek mümkündür. Dolayısıyla benim için akışa uyumlanmak ve soru türetirken spontan olabilmek önemlidir. Ancak bu hiçbir zaman rotası belli olmayan bir akış değildir. Her soruşturma öncesinde dikkatli bir şekilde hazırlığını yaptığım; topluluğu çekmeyi ve o soruşturmada derinleşmeyi istediğim kavramlara yönelik bir planlama doğrultusunda ilerleriz.
P4C sonuç odaklı bir pedagoji ve metodoloji değildir. Soruşturmanın sonunda nihai bir doğruya ulaşmak hedeflenmez; fikirlerin ispatlanması ya da çürütülmesi gibi bir gaye güdülmez. Savunulan fikirler değil, üzerinde düşünülen, topluluk ile paylaşılan fikirler vardır. P4C bir münazara değildir. Dolayısıyla soruşturmaların sonunda, yanlış ya da doğru olarak nitelendirdiğimiz, onayladığımız ya da dışladığımız fikirler de yoktur. Özgürce, demokratik ve güvenli bir diyalog ortamında, ama her zaman özenli düşünme becerisiyle paylaşılan hepsi değerli fikirler vardır.